TÜRK HUKUKUNDA UYUŞTURUCU VEYA UYARICI MADDE TİCARETİ YAPMA SUÇU

Türk Hukukunda uyuşturucu suçu

I. GENEL OLARAK

Uyuşturucu ve uyarıcı maddeler, insan ve toplum sağlığına zararlı maddelerin başında gelmektedir.. Uyuşturucu madde kullanımı günümüzde toplum sağlığını en çok tehdit edip, gün geçtikçe artarak toplumun her kesiminde görülmektedir.

Uluslararası çapta birçok devlet tarafından uyuşturucu madde imali, ticareti ve kullanımı suç olarak ele alınmaktadır. Uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin uluslararası alanda kullanımının artması ve bu maddelerin ticareti ve kullanımının suç sayılmasıyla suç örgütlerinin illegal finans kaynağı haline gelmiş durumdadır. Bu sebeple uyuşturucu ve uyarıcı madde ticaretinin önlenebilmesine ilişkin ulusal mevzuatlarla birlikte uluslararası sözleşmeler ile de devletlere ek yükümlülükler getirilmeye çalışılmaktadır.

Uluslar arası mevzuatların başka bir makalenin konusunu oluşturması sebebiyle kaleme alınan bu makalede uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti suçunun Türk Ceza Kanunu kapsamında değerlendirilmesi ile Yargıtay kararları ışığında uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti ile uyuşturucu madde kullanma suçlarının ayrımına değinilecektir.

II. KORUNAN HUKUKİ DEĞER

TCK. Md. 188 ve 191 kapsamında korunan hukuki değer kişinin kendi sağlığı ve kamu sağlığıdır. Nitekim Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti suçu Türk Ceza Kanunu’nda topluma karşı suçların üçüncü bölümü olan  “Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenmiştir.

Ayrıca TCK md. 191’de belirtilen kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçu diğer uyuşturucu veya uyarıcı madde suçlarından farklı olarak, esasında genel sağlığı korumaya yönelik olmasına rağmen, bu kapsamda birey sağlığını da doğrudan koruma altına almıştır. Zira bu madde de düzenlenen suç tipine bakılacak olursa cezalandırılan da, doğrudan ya da dolaylı olarak korunmak istenen de bir boyutuyla aynı kişidir.

III. SUÇUN MADDİ UNSURLARI

Uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti kapsamında TCK. Md. 188/3 hükmü; “Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Ancak, uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması hâlinde, veren veya satan kişiye verilecek hapis cezası on beş yıldan az olamaz.”

Kanun hükmüne göre TCK. Md. 188/3’te tanımlanan suçun maddi unsurlarını şu hareketler oluşturmaktadır:

Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde;

  • Satmak,
  • Satışa arz etmek
  • Başkalarına vermek,
  • Sevk etmek,
  • Nakletmek,
  • Depolamak,
  • Satın almak,
  • Kabul etmek,
  • Bulundurmak.

Yukarıda belirtilen unsurlar uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti suçunun seçimlik hareketler ile işlenebilen suçlardan olduğunu göstermektedir. Fail yukarıda belirtilen seçimlik hareketlerden birini yapması ile suç oluşmaktadır. Ayrıca 3. Fıkranın son cümlesinde uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması halinde, veren veya satan kişiye verilecek hapis cezasının on beş yıldan az olamayacağı hükmü ile suçun ağırlaştırıcı haline yer verilmiştir.

Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak başlıklı TCK’nın 191. Maddesinin 1. Fıkrasına göre; ” Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul  eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Kanun hükmüne göre TCK. Md. 191/1’de tanımlanan kullanmak için suçun maddi unsurlarını şu hareketler oluşturmaktadır:

Kullanmak için;

  • Uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak,
  • Kabul etmek,
  • Bulundurmak,
  • Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak.

Yukarıda belirtilen hareketlerden seçimlik olarak biriyle suçun işlenmesi halinde TCK’nın 191. Maddesinde belirtilen suç oluşacaktır. Kanun koyucu bu suç tipinde sınırlı sayma yöntemiyle suçun oluşmasını sağlayacak hareketleri belirlemiş olup bu hareketler dışında TCK’nın 191/1. Maddesinde belirtilen suçun işlenebilmesi mümkün değildir.

IV. SUÇUN MANEVİ UNSURLARI

Türk Ceza Kanunu’nun 188. Maddesinin 3. Fıkrasında düzenlenen suç tipi kasten işlenebilen suçlardandır. Bu suçlarda genel kast geçerli olup, suçun olası kastla da işlenebilmesi mümkündür. Bu suçun taksirle işlenmesi ise mümkün değildir.

TCK’nın 191.  Maddesinin 1. Fıkrasında düzenlenen suç tipi de kasten işlenebilen suçlardandır. Ancak kanun koyucu burada uyuşturucu veya uyarıcı maddenin satın alınmasının, kabul edilmesinin, bulundurulmasının kullanım amacına yönelik olması halinde 191. Maddenin 1. Fıkrasında belirtilen suç oluşacağını hüküm altına almıştır. Yani failin kullanım amacı dışında uyuşturucu madde satın alması, bulundurması, kabul etmesi halinde şartları oluşmuş ise uyuşturucu madde ticareti suçunu yahut kanunda belirtilen diğer suçları oluşturabilecektir. Bu sebeple TCK’nın 191/1. Madde hükmünde belirtilen suçun işlenebilmesi için genel kast yeterli değildir, ancak özel kastla işlenebilecektir. Ayrıca bu suçun taksirle işlenmesi de mümkün değildir.

V. YARGITAY KARARLARINA IŞIĞINDA UYUŞTURUCU VEYA UYARICI MADDE TİCARETİ VE KULLANMA SUÇU AYRIMINA DAİR KRİTERLER

Uygulamada failin üzerinde, evinde, işyerinde, aracında veya failin hakimiyet kurabileceği herhangi bir yerde veya mülkiyeti altında olan yerlerde uyuşturucu madde bulunması halinde suçun TCK’nın 188/3. Maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunu mu yoksa TCK’nın 191. Maddesinde tanımlanan kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçunu mu oluşturacağı hususunda sorunlar yaşandığı gözlemlenmektedir. Failin üzerinde yüksek miktarda uyuşturucu maddesi ile yakalanması her zaman mahkemelerin fail hakkında uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti suçundan ceza vermesini mi sağlayacaktır? Yukarıda belirttiğimiz kanun hükümleri ve Yargıtay kararları ışığında bu soruların cevaplarına yer verilmiştir.

Uyuşturucu madde bulundurma eyleminin, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçunu mu yoksa uyuşturucu madde ticareti suçunu mu oluşturduğunun tespitinde belirgin rol oynayan husus bulundurmanın amacıdır.Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2004/10-107 E. 2004/136 K. , 2011/10-36 E. 2012/213 K. Ve 2017/623 E. 2019/123 K. Sayılı ilamları başta olmak üzere birçok kararında Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti ile kullanma suçu ayrımında şu kriterler belirlenmiştir:

– Bunlardan ilki; failin bulundurduğu uyuşturucu maddeyi başkasına satma, devir veya tedarik etmek hususunda herhangi bir davranış içine girdiğinin tespit edilmesidir.

– İkinci kriter, uyuşturucu maddenin bulundurulduğu yer ve bulunduruluş biçimidir. Kişisel kullanım için uyuşturucu madde bulunduran kimse, bunu her zaman kolaylıkla erişebileceği bir yerde, örneğin genellikle evinde veya iş yerinde bulundurmaktadır. Buna karşın uyuşturucunun ev veya iş yerine uzakta, çıkarılıp alınması güç ve zaman gerektiren depo, mağara, samanlık gibi bir yere gizlemesi kullanma dışında bir amaçla bulundurulduğunu gösterebilir. Yine, uyuşturucunun çok sayıda özenli olarak hazırlanmış küçük paketçikler halinde olması, her paketçiğin içine hassas biçimde yapılan tartım sonucu aynı miktarda uyuşturucu madde konulmuş olması, uyuşturucu maddenin ele geçirildiği yerde veya yakınında, hassas terazi ve paketlemede kullanılan ambalaj malzemelerinin bulunması, kullanım dışında bir amaçla bulundurulduğu hususunda önemli bir belirtidir.Nitekim Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 2010/23975 E. 2014/1248 K. Sayılı ilamında suç tarihinde sokakta yaktığı ateşin başında ısınırken şüphe üzerine yakalanan sanığın kucağındaki poşet içinde 32 paketçik halinde esrar ele geçirilmiş olmasının satmak amacıyla uyuşturucu madde oluşturduğuna karar vermiştir. Ayrıca failin uyuşturucu maddesini evde bulundurması failin bu maddeyi her daim uyuşturucu madde kullanma suçundan cezalandıracağı anlamına da gelmeyecektir. Zira failin kullanmak amacı dışında, satmak ya da evde bulundurulmasına rıza göstermek suretiyle bulundurması halinde fail uyuşturucu ticareti yapmak suçundan cezalandırılacaktır. Yargıtay 10. Ceza Dairesi’nin 2010/23975 E. 2014/1248 K. Sayılı ilamında diğer sanığın satmak amacıyla getirdiği suç konusu tabletler ile esrarın evinde bulundurulmasına rıza göstermesi halinde atılı suçu adı geçen sanıkla teşekkül etmek suretiyle işlediği gözetilerek sanığa uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti yapma suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğine hükmetmiştir.

– Üçüncü kriter de, bulundurulan uyuşturucu maddenin çeşit ve miktardır. Uyuşturucu madde kullanan kimse genelde bir ya da benzer etki gösteren iki değişik uyuşturucu maddeyi bulundurur. Bu nedenle değişik nitelikte ve farklı etkileri olan eroin, kokain, esrar ve amfetamin içeren tabletleri birlikte bulunduran sanığın bunları satmak amacıyla bulundurduğu kabul edilebilir. Kişisel kullanım için kabul edilebilecek miktar, kişinin fiziksel ve ruhsal yapısı ile uyuşturucu veya uyarıcı maddenin niteliğine, cinsine ve kalitesine göre değişiklik göstermekle birlikte, Adli Tıp Kurumunun mütalaalarında esrar kullananların her defasında 1-1,5 gram olmak üzere günde üç kez esrar tüketebildikleri bildirilmektedir. Esrar kullanma alışkanlığı olanların bunları göz önüne alarak, birkaç aylık ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda esrar maddesini ihtiyaten yanlarında veya ulaşabilecekleri bir yerde bulundurabildikleri de adli dosyalara yansıyan ve bilinen bir husustur. Buna göre, esrar kullanan faillerin olağan sayılan bu süre içinde kişisel olarak kullanıp tüketebilecekleri miktarın üzerinde esrar maddesi bulundurmaları halinde, bulundurmanın kişisel kullanım amacına yönelik olmadığı kabul edilmelidir. Ayrıca metamfetamin gibi sentetik uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin de bulundurulan miktarı ile fiyatı suç soruşturma ve kovuşturma aşamasında dikkat edilen hususlardandır. Metamfetamin gibi uyuşturucu maddelerin fiyatı ülkeye giriş yönüne ve yaygınlığına göre farklı fiyatlarda seyretmektedir. Ülkenin bazı yerlerinde bu tür uyuşturucu maddelerin fiyatı düşük olduğu için uyuşturucu bağımlısı kişilerin bu maddeyi fazla miktarda uzun süre kullanmak için aldığı şartlar oluştuğu takdirde kabul edilerek uyuşturucu madde kullanma suçundan ceza almasına sebep olurken, başka bir bölgede bu maddenin fiyatının çok yüksek olması sebebiyle failin uzun süre kullanmak amacıyla bu maddeyi almasının ekonomik olarak zor veya imkansız olması sebebiyle yüksek miktarda uyuşturucu ve uyarıcı madde ile yakalanan fail hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan ceza da verilebilmektedir.

Yukarıda beyan ettiğimiz kriterler Yargıtay’ın uyuşturucu ticareti ile uyuşturucu madde kullanma suçu ayrımında oluşturmuş olduğu genel kriterlerdir. Bunun yanında her olayda failin maddi durumu, bağımlılık seviyesinin farklı olması, uyuşturucu temininde coğrafi şartların etkisi gibi somut olayın kendine has özellikleri farklılık gösterecektir.

VI. ETKİN PİŞMANLIK

TCK’da düzenlenen Uyuşturucu ve uyarıcı madde suçlarına ilişkin etkin pişmanlık hükümleri TCK’nın 192. Maddesinde düzenlenmiştir. İşbu maddenin 1.  ve 3. Fıkralarına göre; “(1)Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak etmiş olan kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, diğer suç  ortaklarını ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerleri merciine haber verirse, verilen bilginin suç ortaklarının yakalanmasını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini sağlaması halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.

(3) Bu suçlar haber alındıktan sonra gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek ceza, yardımın niteliğine göre dörtte birden yarısına kadarı indirilir.”

Her şeyden önce belirtmek gerekir ki Türk Ceza Kanunu’nda yer alan etkin pişmanlık hükmünün amacı eylemi suç olmaktan çıkarmak değildir. Etkin pişmanlık ile failin duyulan pişmanlık ve eylemin sonuçlarının bir kısmının bertaraf edilmesi sebebiyle faile ceza vermemek veya cezayı azaltan bir durum söz konusudur. Fail uyuşturucu madde imal ve ticareti suçlarına iştirak etmiş olup da, bu suçun resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce diğer suç ortaklarını ve uyuşturucu-uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerleri merciine haber verirse ve verilen bilgiler suç ortaklarının yakalanmasın veya uyuşturucu-uyarıcı maddelerin  bulunmasını sağlarsa fail hakkında cezaya hükmolunmayacaktır. Ancak fail işlemiş olduğu suçun resmi makamlar tarafından haber alındıktan sonra gönüllü olarak suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına yardım veya hizmet ederse yardımın niteliğine göre etkin pişmanlıkta bulunan fail hakkında suçun dörtte birden yarısına kadarı indirilerek hakkında cezaya hükmolunacaktır.

Ancak suçun resmi makamlar tarafından haber alındıktan sonra failin Türk Ceza Kanunu’nun 192. Maddesinde yer alan etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanabilmesi için en başta bilgileri gönüllü olarak vermesi ile bir takım şartların gerçekleşmesi gerekmektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2017/10-2 E. 2019/42 K. Sayılı ilamı başta olmak üzere TCK’nın 192. Maddesinin 3. Fıkrasında yer alan etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için şu şartların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir:

– Fail 5237 sayılı TCK’nın 188 ve 191. maddelerinde düzenlenen uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ile kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçlarından birini işlemiş olmalıdır.

– Hizmet ve yardım bizzat fail tarafından yapılmalıdır.

– Hizmet ve yardım soruşturma ya da kovuşturma makamlarına yapılmalıdır.

– Hizmet ve yardım, suçun resmi makamlar tarafından haber alınmasından sonra, ancak mahkemece hüküm verilmeden önce gerçekleşmelidir. 5271 sayılı CMK’nın 158. maddesinde gösterilen, bir suç hakkında soruşturma yapmakla yetkili olan adli ve idari merciler, Adalet ve İçişleri Bakanlıkları, savcılıklar, emniyet ve jandarma teşkilatı, suçları savcılıklara iletmekle yükümlü olan vali ve kaymakamlıklar, elçilikler ve konsolosluklar resmi makamlar kapsamında değerlendirilmelidir.

– Fail kendi suçunun ya da bir başkasının suçunun ortaya çıkmasına önemli ölçüde katkı sağlamalı, bilgi aktarımı ile suçun meydana çıkmasına ya da diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım etmelidir.

– Failin verdiği bilgiler doğru, yapılan hizmet ve yardım sonuca etkili ve yararlı olmalıdır.

Etkin pişmanlık göstererek beyan vereceğini belirten failin, uyuşturucu maddeyi açık kimliğini bilmediği bir şahıstan aldığını söylemesi, hayali isimler vermesi veya daha önceden uyuşturucu işine karıştığını bildiği kişinin adını vermesi uygulamada etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması için yeterli görülmemektedir. Failin bildirdiği kişi yakalanmış ise mahkûm edilmiş olması ya da yakalanamamışsa kimliği ve varlığının belirlenmesi, failin bildirdiği kişiye suç atması için bir neden bulunmadığının anlaşılması, mevcut delillerin o kişinin suçluluğunu kabule yeterli bulunması ve verilen bilginin daha önce görevliler tarafından öğrenilmemiş olması durumlarında etkin pişmanlık hükümleri uygulanmalıdır.

Bu belirtilen durumlar dışında üzerinde kullanım miktarı içerisinde kalan ve uyuşturucu madde ticareti yaptığına dair yeterli delil bulunmayan fail hakkında, failin bu uyuşturucu maddeleri kullanmak için değil de satmak için bulundurduğunu beyan etmesi halinde de etkin pişmanlık koşullarının gerçekleştiği kabul edilmelidir

Bu makale Stj. Av. Mete Kağan KORKUT tarafından yazılmıştır.

Leave a Comment